Kaygı, en temel duygularımızdan biridir. Günlük hayatımızda birçok olay bizi tedirgin eder, örneğin dişçi koltuğuna oturduğumuzda, yoğun bir trafikte karşıdan karşıya geçmeye çalıştığımızda, sevdiğimiz biri bize kızdığında kaygılanırız. Tehlikeli koşulların yarattığı bu
kaygıya 'durumluk kaygı' yani o anki tedirginlik yaratan durumdan kaynaklanan kaygı diyebiliriz.
Bazen de kaygı durumluk olmayıp sürekli olabilmektedir. Bu tür kaygı yukarıdaki gibi anlık olaylardan kaynaklanmaz. Kişinin kendini güvensiz hissetmesi ve pek çok şeyi tehlikeli ya da tehdit edici olarak algılaması sonucu ortaya çıkan bireyi genellikle huzursuz ve mutsuz eden bir kaygıdır.
Söz konusu sınavlar olduğunda bildiğimiz gibi sınav öncesi öğrencilerimizin biraz kaygılı olmaları aslında istediğimiz bir şeydir. Çünkü biraz kaygı faydalıdır ve sınavı önemsediğimizi ve ciddiye aldığımızı gösterir. Ama bazen sınavlarla ilgili kaygılarımız o kadar yüksektir ki sınav sonucumuz bile olumsuz olarak etkilenebilir. O yüzden aşağıda sınav kaygısını azaltacak öneriler vardır. Eğer buradaki öneriler de sonuç vermiyorsa rehberlik servisi olarak bu konuda bireysel ve grupla görüşmeler yaparak öğrencilerimizin kaygılarını kontrol etmelerine yardımcı olmaktayız.
* Sınav için olumlu düşünün. Söz konusu sınavı bir ölüm kalım savaşı haline getirmeyin. Sınav sonucunda başarısız olabileceğiniz düşüncesi; sizlere birey olarak değersiz hiçbir işe yaramayan akılsız bir kişi olacağınız yargısını getirmesin. Sınavda başarılı
olursanız, yani tercihlerinizden birini kazanırsanız bu sizin yaşamınızdaki dönüm noktalarından birini geride bıraktığınız anlamına gelmektedir. Bu sınavda başarılı olmanızın sizin tek ve son amacınız ve seçeneğiniz olmadığını kendinize kabul ettirin. Gerçek olan da
budur.
* Sınavdan önce zihninizde geçmişteki başarısızlıklarınızı değil başarılarınızı vurgulayın. Kendinize kendi değerinizin altında değer biçmeyin. "Ben beceriksizim hiçbir şey beceremem" diye düşünmeyin. Sınavda size yardımcı olmayacak düşünce biçimlerinden
uzak durun. Kazanamazsam mahvolurum gibi düşüncelerin hem problemi çözmeye hiçbir katkıları yoktur, hem de kişinin elini ayağını bağlayarak güçsüz bırakırlar.
* Daha önceki başarısızlıklarınızda başarısız olma sebeplerini araştırın ve onların telafi edilmesine çalışın. Bir başka deyişle aynı sebeplerin yeni bir başarısızlığa yol açmasına izin vermeyin.
* Sınav öğrencinin ilgi yetenek ve çalışma alışkanlıklarıyla kazanmış olduğu bilgilerin değerlendirilmesidir. Sınav kişiliğinizin değerlendirmesi değildir. Bu sebeple sınav başarınızla kişilik değerinizi eş görmeyin. Sınavlarda uygulanan testler kişilik testleri olmayıp
bilgi ve başarı testleridir. Sınavda başarılı olursanız bu, sınav için gerekli olan bilgileri iyi öğrendiğinizi, başarısız olursanız iyi öğrenemediğinizi gösterir. Üniversiteye girmek bir istek ve tercihtir. "Sınavı kazanmalıyım" veya "mutlaka başarmalıyım", "şu okula girmeliyim" yerine" "sınavı kazanmak istiyorum", "mutlaka başaracağım", "şu okula gireceğim" diye düşünmek daha gerçekçidir. ... ...meliyim, ... ...malıyım, şeklinde ifadeler düşünceleri istek olmaktan çıkartıp yasa haline getirir. Bir isteği yerine gelmeyen kişi bir başka isteğine yönelebilir. Oysa yasalar kesindir, uyulmamasının bedeli ağırdır. Bu sebeple isteğinizin bir tercih olduğunu, bir yasa olmadığını unutmayın.
* Sınavı kazanmak için şansınız çok yüksek bile olsa kendinize bir başka amaç düşünün.
Bu amacın hayatınıza neler kazandıracağı üzerinde durun. Sınavda başarılı olarak, esas amacınıza ulaşmak birinci tercihinizdir. Başarılı olamadığınız takdirde yöneleceğiniz ise ikinci tercihiniz olacaktır. İkinci tercihinize girmeniz dünyanın sonu değildir. Eğer bu düşünceyi içinize sindirebilirseniz gayretiniz ve çalışma isteğiniz azalmayacak, ancak elinizi kolunuzu bağlayacak şiddetteki sınav stresinden kurtulmuş olacaksınız.